Ocak 10, 2012

imza; bi dost..

Rüyama geldin, hoşgeldin. Bu sefer sabah uyanınca hatırlıyordum.

Yarı açıktı gözlerin, yarı açık gözlerle bile olsan dışarı atmıştın kendini, bir tekneye ve bir odaya.. zordur seni çıkarmak dışarılara, şaşırdım. Siz de gelin, dedin; bir daha şaşırdım. Sahi hangi şehirdeydik, neresiydi gittiğimiz deniz? Kat kat merdivenleri vardı teknenin. Kardeşimi de almamı tembihledin sıkı sıkı, tanımıyorsun çok, ama seversin onu. Şimdi senin boyunda, tanımazsın yanından geçsen.

Canın yanıyor gibiydi rüyamda. umarım iyisindir..

6 yorum:

  1. Rûya olduğundan eminmisin...?

    YanıtlaSil
  2. kemiksiz hayır olsun gündüz niyetine :)

    YanıtlaSil
  3. Uyuduğum zaman gördüm, ama ne çeşit bir rûyaydı bilmiyorum :)

    YanıtlaSil
  4. eski defterleri kurcalamayı bırakabildiğin gün (ki bunun için eminim sana yoga yardımcı olacaktır. olmuyorsa bir sorun var) daha kendiyle ve evrenle barışık, aldığı nefesi daha hakkıyla alabilen bir insan olacaksın eminim. çünkü bu gördüğün rüyalar seni tamamlanmayan çemberlerin maalesef. uçları hep açık çünkü istediğin şekilde gelişmemiş olaylar. buna eski bir dostun vefası değil, yaşanamamış bir aşkın ezikliği diyoruz maalesef.

    YanıtlaSil
  5. Sanırım burada bir yanlış anlaşılma var..
    Bir rüya gördüm, sabah üzüldüm, sonra o bi düğmeye bastı, mekanizma çalıştı ve ortaya bir yazı çıktı. Bu yazı doğrudan ve gerçek bir mektup değildi. Bir noktadan yola çıkıp genele ve hatta kendime de bir sesleniş vardı. Yani sadece bir yazı, burada yazdığım diğerleri gibi. İçinde, yaşadığım birçok şeyin, insanın çağrıştırdıkları barınıyor. Yogayla ya da bir şekilde birikip elime döküldüler belki, bir çeşit temizlenme, şimdiyle eş zamanlı mı, tartışılır.
    Özür dilerim!
    Acıtmak, üzmek,eşelemek,kırmak,dökmek,suları bulandırmak,kendimi hatırlatmak değildi/değil niyetim, üzgünüm.
    İşte herşey, algıda düğümleniyor.. yoksa gerçekten anlayamıyorum bu kadar neye dokunmuş olduğumu.
    Aşkla meşkle alakası yok. Kaldı ki, gayet dostça bir yerden çıktı. İçinde olsa olsa aynalar var, yıkıcı değil, yapıcı olmaya çalışan. Bir kısmı hatalı bile olabilir ama işte onlar benim kendime de tuttuğum aynalar. Ve bir yerlerde bir kuyruk acısı varsa, bu yaşanmamış bir aşktan ziyade heba edilmiş dostluğun/dostlukların üzüntüsü ve içimde kalmışlığı olabilir. Burada da kendime de batırdığım çuvaldız ve yansımaları var. çuvaldızlar ve aynalar, kötü bir niyet yok..
    Çemberlerim mi.. Bu konuda her zaman dünyanın en başarılı insanı olamadım kabul, büyüdükçe merkezimden uzaklaştığım zamanlar da olabilir, fazla duygusal, gereksiz melankolik eğilimlerim de. Ama yüzleşip, şu an gayet merkezime yakın yerlerdeyim, herkesi kendimden bilecek kadar ve çemberlerim olmadıkları kadar kapalı, hatta çift cidarlı.
    Haddimi aştıysam, küstahlaşmışsam, ukalaysam, hatalı yorumlamışsam, yanlış zamanda yanlış şekilde dile geldiysem, gerçekten çok üzgünüm . Ne gereği vardı, dersek, o da doğru olabilir..
    kaldırıyorum bu cümleleri..
    Gerek yok..
    Ne diyeyim,
    Sürç-i lisan ettiysek, affola..

    YanıtlaSil